Pages

14 Kasım 2011 Pazartesi

Paris'te Geceler Hiç Bitmesin..

"Midnight in Paris" hem bayıla bayıla izlediğim, hem de Paris'e bir kez daha aşık olduğum filmdir.
Film sizi Paris'in sokaklarında gezintiye çıkararıyor en başta, o kadar keyifli ki bir an gerçekten kendinizi orada hayal edebiliyorsunuz..
Hem günümüz Paris'ini hem de yıllar öncesini izleyebiliyoruz bu filmde ki en güzel tarafı da bu bence..
Genç ve yeni nişanlanmış bir yazar olan Gil'in, bir gece tesadüfi bir şekilde geçmişteki Paris'e yolculuk gerçekleştirmesiyle hikaye tam olarak başlıyor.. Gil Paris'e aşık olan hayalperest bir yazar olması sayesinde belkide bu şansı elde ediyor, kafasında bir çok soru işareti var ve bunları bir şekilde çözmeye çalışıyor, yeni kitabı, ilişkisi karar vermesi gereken bir çok şey.. İşte bu geçmişe yaptığı yolculuklarda hem kitabıyla ilgili sorulara yanıt bulacak üstelik hiç de tahmin etmediği kişilerden:) hemde bir başka yılda başka bir kadına aşık olmanın duygusal karışıklığını yaşayacak (İnceden spoiler içeren bir yazı oldu ama idare ediverin :) )
Genel olarak bakıldığında tam bir Paris filmi olmuş.. Müzikleri, sokak sanatçıları, sanat kokan her karesi ve tabi ki muhteşem ihtişamıyla Eyfel Kulesi..
Beni yine ve yeniden Paris'e aşık eden ve izlenesi bir film olmuş "Midnight in Paris". Tabi bu yine içimdeki Paris'e gitme dürtüsünü tekrar açığa çıkarıyor ve yine aklım o sanat kokan sokaklarda kalıyor.. Artık daha fazla Paris filmleri çekilsede bari bende daha bi mutlu olsam o sokaklarda hayalimde gezsem falan :)
Kıssadan hisse: Filmi izleyin efenim, şiddetle tavsiye ederim.
P.S: Eğer daha önce Before Sunrise ve Before Sunset izleyip de sevdiyseniz bu film tam da size göredir diyebilirim.. Sanat kokan hareketler bunlar efenim :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...