Pages

29 Kasım 2012 Perşembe

"O"

Son bir kaç haftadır hep elim telefona giderken buluyorum kendimi.
Hani hep birini arayacakmışım gibi çünkü, "o"nun eksikliği, "o"nun boşluğu içimde.
Sonra hep aynı hayal kırıklığı, aynı hüzün.

O boşluğu hiçbir şey doldurmuyor..
Hep aramak istiyorum, "Bak hayatımda çok güzel şeyler oluyor, ben büyüdüm, her şeyim var ama bir sen yoksun" demek, diyebilmek istiyorum.
Ve bunları hissettiğim her gün onu biraz daha çok özlüyorum.

Ne kadar büyüsem de hayatımda değişmeyecek tek şey çocukluğumdu belkide ama ben sanki "o"nun gidişiyle çocukluğumu kaybetmiş gibi hissediyorum.
Her gün daha çok özlüyorum.
Bitmeyecek bu hiç biliyorum.
Ama elimde değil..
Çok seviyorum.





8 Kasım 2012 Perşembe

Anlatamıyorum..

Hayat bazen;

"Bir yer var biliyorum..
Her şeyi söylemek mümkün..
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum..
Anlatamıyorum.."

der Orhan Veli.


29 Eylül 2012 Cumartesi

Oh My Lord.. Il Divo..


Eylül ayının konser duraklarından sonuncusundaydım dün.Ama ititraf etmem gerekirse en keyiflisi ve unutulmazı bu oldu.

Dünyanın en ünlü quartetlerinden (Amerikalı David Miller, İsviçreli Urs Bühler, Fransız Sebastian Izambard ve İspanyol Carlos Marin) İl Divo gerek performansı gerekse sempatik tavırları ile tüm Kuruçeşme'yi büyüledi.
Klasik eserlere bambaşka bir yorum getiren İl Divo Konsere çoğunuzun da bildiği Moulen Rouge filminin soundtracklerinden Come What May (bknz.) ile başladı. Kusursuzdu tabi ki.


Sonrasında açılış konuşmasını yapmak için söz alan Sebastian türkçe "İyi Akşamlar İstanbul Nasılsınız?" demek isterken talihsiz bir şekilde :) "Yavşaklar İstanbul, Nasılsınız?" diyebildi :)) Seyircinin kahkahalara boğulması sonucu yanlış bir şey söylediğini fark edip durumu kurtarmaya çalışsada pek başarılı olamadı :)
Bu durumda da imdadına Urs yetişti ve muhteşem bir aksanla "İyi akşamlar İstanbul" dedi. Saygı duyduk.
Grubun tek bekar üyesi olan Carlos kızlara olan ilgisini esprili bir şekilde konser boyunca dile getirdi, çapkın bakışları da geceye ekstra renk kattı .
David Miller ise --ki kendisi benim favorim olur-- sevimli ve sempatik tavırlarıyla adeta stand up gösterisi sundu izleyenlere.

Her fırsatta İstanbul'a olan hayranlıklarını dile getiren grup üyeleri, burda yaşadığımız için çok şanslı olduğumuzu da söylemeden geçmedi.

Konsere en sevilen şarkılar olan; Adagio, Regresa Mi, My Way, Don't Cry for me Argentina ile devam eden İl Divo, finali seyircilerin yoğun isteği Isabel olmasına rağmen "Time to Say Good Bye" ile yaptılar. Manidar bir son oldu tabi bu :) Dakikalarca ayakta alkışlandılar ve bunu sonuna kadar hakettiler.

Kıssadan hisse: Benim için unutulmayacak bir deneyimdi bu. Hatta bir daha gelsinler bidaha izlerim der sözümü de veririm.

Konserden bir kare..

















Konserden bir performans--en sevdiğimdir-- regresa mi

13 Eylül 2012 Perşembe

Aşk Resmi Geçidi

Nedendir bilmem ama Orhan Veli'yi hep bir ayrı sevmişimdir.
Hep daha samimi daha bizden gelmiştir şiirleri, aşkları.
Orhan Veli ölmeden önce ceplerinde en son 28 kuruş, at yarışına ait bir program ve sarı ambalaj kağıdına sarılmış bir diş fırçası varmış ve bu ambalaj kağıdında benim pek sevdiğim "Aşk Resmi Geçidi" adlı bir şiiri varmış. Bu şiirin üzerinde sonrasında çok oynama yapmış Orhan Veli ama hiç biri bulunamamış, diş fırçasının ıslaklığı yüzünden silinmiş bir çok yeri olan bu şiirde tüm aşklarını anlatmış Orhan Veli.
Benim hep ilgimi çekmiştir bu hikaye belki de bu yüzden bu kadar hayranımdır Orhan Veli'ye.
Acaba  bu kadar çapkın olmasaydı ve böyle hareketli (!) bir aşk hayatı olmasaydı böyle hayran olur muydum ki ona, kim bilir?

Aşk Resmi Geçidi


Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
Şimdi galiba bir tüccar karısı.
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yine de görmeyi çok isterim,
Kolay mı? İlk göz ağrısı.
  
İkincisi Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça.
  
.............. çıkar
.............. dururduk mahallede
......................... halde
............ yan yana yazılırdı duvarlara
................... yangın yerlerinde.

Dördüncüsü azgın bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Kaç defa rüyama girdi.

Beşinciyi geçip altıncıya geldim.
Onun adı da Nurinnisa.
Ah güzelim
Ah esmerim
Ah
Canımın içi Nurinnisa.

Yedincisi, Aliye, kibar bir kadın.
Ama ben pek varamadım tadına.
Bütün kibar kadınlar gibi
Küpe fiyatına, kürk fiyatına.

Sekizinci de o bokun soyu.
Elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı küplere bin.
Üstelik .......
Yalanın düzenin bini bir para.

Ayten'di dokuzuncunun adı.
İş başında şunun bunun esiri,
Ama bardan çıktı mı,
Kiminle isterse onunla yatar.

Onuncusu akıllı çıktı
Bıraktı gitti beni
Ama haksız da değildi hani.
Sevişmek zenginlerin harcıymış
İşsizlerin harcıymış.
İki gönül bir olunca
Samanlik seyranmış ama,
İki çıplak da, olsa olsa,
Bir hamama yakışırmış.

İşine bağlı bir kadındı on birinci,
Hoş, olmasın da ne yapsın,
Bir zalimin yanında gündelikçi.
Adı Leksandra
Geceleri odama gelir,
Sabahlara kadar kalır.
Konyak içer sarhoş olur,
Sabahı da işbaşı yapardı şafakla.

Gelelim sonuncuya.
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
İnsanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.


12 Eylül 2012 Çarşamba

Bir RHCP Geldi Geçti..

Hey gidi gençliğim dedirtecek bir konser..
Hani klişedir belki biz bu adamlarla büyüdük, bu şarkılarla büyüdük falan ama hakikaten öyle.
Cranberries konserinden sonra bknz: http://deryacetin.blogspot.com/2010/07/cranberries.html en zevkle izlediğim (!) konser oldu.
Tabi burda ki izlemek olarak kullandığım terim bizim türk dil kurumu ayarında izlemek değildi ne yazık ki. Belki de bu konserle ilgili Pozitif'in en büyük handikapı ve fail'i bu olsa gerek. Böyle bir konser için mekan seçimi çok yanlış olmuş. Her ne kadar stadların ligin başlaması sebebi ile dolu olması gibi bir çok bahane ile savunmalarını yapmış olsalarda bu insanların keyifle çıktğı konser sonrasında Pozitif'e saydırmasına pek de engel olamadı.
Ama işin özüne bakacak olursak belki de bir daha izleyemeyeceğimiz (!) bir konser oldu bu.
Grubun bas gitaristi Flea'nın sempatik tavırları ise konsere ayrı bir hava da katmadı değil.
Bir de Otherside ve Snow söylemediler diye bir atarım oldu kendilerine ama her konserde olur böyle şeyler diyerekten avundum:)
O değilde hacı bir RHCP geldi geçti ya İstanbul'dan daha ne olsun.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...