Pages
26 Kasım 2011 Cumartesi
Asker Yollama Hazırlığı..
14 Kasım 2011 Pazartesi
Anne Ben Google'cı Oldum yeaa ..
Paris'te Geceler Hiç Bitmesin..
1 Ekim 2011 Cumartesi
Kariyer Günlüğünün Sonuna Nasıl Gelinir?
27 Eylül 2011 Salı
Kariyer Günlüğü Vol 7
Proje bitmek üzere son durumumuz da şöyle..
Kalan Gün Sayısı:
3
Başvuru Durumu:
15 Eylül 2011 Perşembe
House is back!!
Expectations vs Reality
"Keşke hayatta gerçekle beklentilerle hep aynı olsa, hiç üzülmesek" gibi bi Polyanna yaklaşımında bulunmayacağım korkmayın.. Çünkü öyle bi dünya yok!
Regina Spektor - Hero (Expectations vs. Reality) from Alper Soyutürk on Vimeo.
12 Eylül 2011 Pazartesi
Hey gidi hey..
9 Eylül 2011 Cuma
Kariyer Günlüğü Vol 6
Ama kendini bir şey zannedip benim hayatım hakkında yorum yapmayı kendine hak edinen saçma insanlar her zaman var..
Projede son durum;
Geriye kalan gün sayısı:
21 gün..
Başvuru durumu:
alelade not: O kuyruğu kopasıca dana neredeyse gelsin bulsun beni, ellerimle koparıcam o kuruğu!!
6 Eylül 2011 Salı
Gülümsemek..
bloggercı ..
5 Eylül 2011 Pazartesi
Kızım sana söylüyorum, ama anlaması gereken anlamıyor!!
Sevgili beni görüşmelere çağırıp olumsuz da olsa geri dönmeyen şirketler!!
Artık benim de sabretme sınırımı aştınız, olumsuzsa arayın bu sefer olmadı arkadaşım diyin, biz de ona göre yolumuza bakalım!! Daha da uyarmam, hıhhh...!
En sonunda dedektif falan tutup bu yola başvurucam, işler bu raddeye gelmeden bir şeyler olsun artık !!!
27 Ağustos 2011 Cumartesi
Kariyer günlüğü Vol 5
"Depresyon mode on" diyerekten projemin son durumunu aktarıyorum.. Desteklerinizi bekliyorum..
Geriye kalan gün sayısı:
34 gün..
Başvuru durumu:
23 Ağustos 2011 Salı
Kariyer Günlüğü Vol 4 ..
O zaman projenin adı "Derya'nın İş bulma maceraları Vol : Bilmem kaç" olsun.
Geriye kalan gün sayısı:
38 gün..
Başvuru durumu:
Projemiz hayırlı olsun, her türlü destek kabul edilir.
Kendime not: Bir daha kendinden çok da emin değilsen elindeki fırsatları depme!!
19 Ağustos 2011 Cuma
Paylaşımı geç kalınmış post..
İncir Reçeli filminden Sezai Paracıkoğlu'ndan izlenmeye ve dinlenmeye değer bir performans.. Bu filmden sonra diğer şarkılarını dinleme fırsatım oldu, duyduğuma göre bir albüm de çıkarmayı planlıyormuş. Bence değişik tarzına yakışır bir albüm yapmak..
Buyrunuz efendim..
Bir de bunu dinleyin arkasından güzel bir düet.. İkisi arka arkaya dinlenince acaip bir bunalım etkisi yaratıyor ama uyarmadı demeyin :)
http://fizy.com/#s/1wl35t
12 Ağustos 2011 Cuma
Telefon mülakatı kötü bişeydir..
"Kelime aklına gelmiyorsa atlayabilirsin orayı" bende;
"Kelime değil hiç bir şey gelmiyor aklıma:))" dedim.
Kız koptu tabi "Yeterli zaten bu kadar" dedi.. O kadar mı kötüydüm ki dedim yani içimden..
Neyse sonra son verdik konuşmaya "Bir hafta içinde telefon mülakatlarına göre grup mülakatlarına çağırıcaz vs dedi, olumlu olurdsa geri döneceğiz dedi.. Ama dönmezler herhalde, nebileyim dönerler mi ki, dönsünler be, dönün ya nolurr...
11 Ağustos 2011 Perşembe
Kariyer Günlüğü Vol 3..
İyi ki de öyle demişim bir huzur doldum bir rahatladım Allahım sanki dünyanın en hafif insanı benim:) sonrasında dört büyüklerin bir diğerinden sınava çağırıldım ama bu sefer neyseki istediğim bir pozisyon için, bir haftaya döneriz dediler, dönmediler. Galiba umudu kesmem gerekiyor ama yediremiyorum, benden daha iyisini mi bulacaklar diyorum, egom tavanda geziyor olabilirim ama 1 senelik iş tecrübem olduğunu düşünürsek hemde bu tam da aranılan pozisyon için olunca çıldırıyorum ya.. Haspalarım aramaya tenezzül bile etmiyolar..
Bir gün sonrasında GS Pazarlama'dan arandım, halkla ilişkiler pozisyonu için, anlatıldığına göre 7 gün 24 saat çalışmanı gerektirecek bir pozisyonmuş, GS'ın tüm organizasyonları, sosyal sorumluluk projelerini, medya ile ilişkileri koordine ediyorsun..yeri geliyor koli taşıyorsun, yeri geliyor "edeleli futbolculara imza günlerinde yada röportajlarda formalarını giydiriyorsun" -ki buna hiç itirazım olamaz=))-
İkinci görüşmede tam bir hödük gibiydim, hakla ilişkiler müdürü kadınla görüşürken "eh kem küm ımm şeyy yaparım ederim höt zöt" zırvaladım durdum..
Normalde iş görüşmelerinde hep daha rahat davranırım, ama sanırım iş istediğim bir iş olunca bocalıyorum.. Bocalamasam olmaz zaten.. tırt bi tipim işte hatta tipsizim .. hıhh!!
Neyse bir sonraki yazımda mülakat teknikleri ile geri döneceğim.. Ya da dönmeyebilirim de siz bana güvenmeyin, bu aralar çok dengesizim.
27 Temmuz 2011 Çarşamba
Kariyer Günlüğü Vol 2..
kariyer.net güncel durumumuz şu an için böyledir..
Yetkililer duyun sesimi artık !!
26 Temmuz 2011 Salı
thanks god!
Tatilden döndüğüm gün otobüsten indiğim gibi soluğu işte aldım, bu sebeple hem Pazartesi hemde tatil dönüşü sendromunu bir arada yaşadım..
Kısacık da olsa dinlendim, kafamı toparladım, soru işaretlerime biraz olsun yanıt aramaya çalıştım ama en önemlisi tamamen kendimi dinleyip rahatladım..
Tatilimin özetidir...
Yedim, İçtim, Yattım...
15 Temmuz 2011 Cuma
Avucumdaki Kelebek..
Aslında ne istediğimi bu kadar iyi bilmeme rağmen, ne istemediğimi bilememek dokunuyor bana..
Her şey o kadar benim kontrolüm dışında gelişiyor ki.. IBM de neredeyse 10. ayımı bitiriyor olmamdan dolayı belki sanki hiç iş bulmakda problem yaşamayacak gibi hissetmiştim kendimi.. Ya da nebileyim farkında olmadan kendimi buraya bağlamışım istemeden..
Ama mezun oldup bazı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalınca, hem panik hem de korkuyla yüzleşmek zorunda kaldım..
Şimdi hayatımda vermem gereken belki de en önemli kararın eşiğindeyim, ya beni çok mutlu edecek, ya tüm hayallerimi ve ideallerimi yerle bir edecek, ya da beni tamamen hayal kırıklıklarına ve pişmanlığa itecek..
Bir karar vermeliyim farkındayım, ama ben şu an sadece şartların beni o kararı vermek zorunda bırakmamasını diliyorum.. "bu benim için demek ki hayırlı değilmiş" diyip konunun üzerine kocaman bir çizik atmak ve arkama bile dönüp bakmamak istiyorum..
Evet belki de çok şey bu istediğim, ama ben o kararı verecek gücü hissetmiyorum kendimde, öyle bir karar ki bu, ya tüm hayatımı berbat edip işimin kölesi olucam ya da yaptığı işten keyif alan ve işinin bu şekilde kölesi olan bir insan olucam..
Kararım çok zor, seçim yapmak zorunda kalmadığım bir hayat istiyorum..
P.S: Dün bir video izledim kişisel gelişimle ilgili adı "Avucundaki Kelebek" (Tuncay'a teşekkür ederim buradan, dünkü ruh halimi analiz edip daha iyi bir video öneremezdi sanırım bana:) ) orada şu anki ruh halimi anlatan öyle çok şey vardı ki.. Ama hiçbiri şu cümle kadar ifade edemez herhalde beni;
"Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğin önemli değildir".
30 Haziran 2011 Perşembe
Kariyer Günlüğü Vol 1..
Ne menem bişeymiş bu arkadaş, mezun olmasaydık en azından "Mesleğiniz nedir?" sorularına şöyle göğsümüzü gere gere "Öğrenci" diyebiliyorduk..
Son zamanlarda en çok baktığım ekran oldu şu aşağıdaki lanet olasıca kariyer.net, başvurular her gün artıp duruyor, ama ne bi görüşme ne bir arama var..Ben kariyer.net morundan bıktım o benden bıkmadı arkadaşş..Off off!!
Velhasıl kelam son sözlerimi "Turkcell beni alsın" diyerek noktalar sizlere keyifli bir gün dilerim.
25 Haziran 2011 Cumartesi
Vay Arkadaş..
Uzun bir ayrılık döneminden sonra yine burdayım, içim hiç rahat değildi buraları boşladım diye ama sonunda dayanamadım bu ayrılığa:)
Eveeeet, Neler oldu neler ??
Evim oldu, mezun oldum, official olarak da mezun olduğumu düşünüyorum finallerin ardından :)
Mezun fotosuuuu :))
Bugün blogumun eski yazılarına bakarken bir tanesine takıldım, okudum bidaha okudum, Sonra durdum "Vayy Arkadaşş" dedim.
Bknz: http://deryacetin.blogspot.com/2010/06/o-degilde-3snf-da-bitti.html
O yazıyı yazarken ki ruh halim, duygularım acaba şu ana kadar yaşadıklarımı tahmin edebiliyor muydum?
Mezun olmak için hiç bir zaman yanıp tutuşmadım, hele bu seneyi dolu dolu yaşayamamanın getirdiği bir stres de vardı üstümde, haftanın 3 günü iş, 2 günü okul, öyle bir geçti ki zaman, durduramadık gitti..
Hayatımda çok şey değişecek aslında farkındayım, bir kere 15 yıllık öğrencilik hayatımı bitirdim ki bu bocalamaya yetecek bir sebep. İş hayatına dann diye girmek de korkutuyor tabi beni. Bilmiyorum hiç bilmiyorum gerçekten.
Bu ara öyle bir süreçteyim ki, ne yapmak istediğime karar verme stresi, evimi gecindirme telaşı, ya iş bulamazsam korkusu,öyle veya böyle stres olacak çok şey bulabiliyorum ..
Hepimizin zamana ihtiyacı var farkındayım, her şey yoluna girecek inanıyorum..
Mezun oldum..
Büyüdüm.
Ben bile.
3 Haziran 2011 Cuma
HomeSweetHome ...
Daha yapılacak çok şey olsada içime sindi her köşesi.. Bundan sonrası hep benim zevkim benim istediklerim benim sevdiklerim.. Çünkü burası benim evim :)))
P.S. Eve yerleşeceğim süre boyunca bana her türlü maddi , manevi ve lojistik anlamda hiç bir desteğini esirgemeyen en başta ailem olmak üzere, özellikle Nizam, Akın, Faruk, Gizemlerim:), Barış, Reşat ve Emre ye bunun dışında ev hediyeleri ile beni bir çok masraftan kurtaran Elo, Melis, Ceren, Sercan, Gürkan, Seniha, Güray, Serdar ve tabiki buna ek olan yukarıda adı geçen tüm dostlarıma teşekkürü bir borç bilirim..
Sizsiz bu işin altından kalkmam imkansızdı, iyi ki varsınız :))
31 Mayıs 2011 Salı
Derya muradına nasıl erdi..
Oldu sonunda, başardım !
Kendi evimin sahibiyim artık, sahipten kastım kiracı olmak yanlış anlaşılmasın :)
Ama oldu işte vallahi oldu ve bitti :)
Ayrıntılar ve resimler çok yakında bu blogda.. beni her zamanki gibi bekleyin ve takip edin :))
17 Mayıs 2011 Salı
kücükkurbaga bir yasinda !!
Beni izleyen, okuyan, takip eden ve bu alemde yalnız bırakmayan herkese teşekkürler.
Siz beni okudukça ben daha da varım.. daha da burdayım..
O zaman nice yıllara diyelim küçükkurbağaya =)
8 Mayıs 2011 Pazar
..Loading.....
13 Nisan 2011 Çarşamba
heyoo !
Annem benim evim için (daha çıkmadığım evim demek daha doğru olur sanırım) özel istek üzerine yaptı bu resmi, bak bak doyamıyorum gerçekten.. Renklerle o çok sevdiğim balerin figürü birleşmiş anneciğimin eşsiz elleriyle harika bir şey çıkmış yine ortaya.. Az kaldı bir iki aya kadar “evimin” salonunda canlı canlı görebilirsiniz :)
Annekuzusuyumdur !
Melabaaa !!
Uzun zamandır şöyle kafam rahat yazacak vakit bulamıyorum. Bu aralar hem iş hem okul en yoğun dönemlerimi yaşıyor olabilirim. Okulda son dönem olması ve son döneme yığılmış projeler sunumlar da hayatımı hiç kolaylaştırmıyor.. Bir yandan okul bitmesin isterken bir yandan okul bitsede sadece işe yoğunlaşıp hayatı yarım yaşamasam diyorum.. Neyse sonuç olarak böyle bir hal içindeyim ben dostlar.. Yazmak istediğim çok şey var.. Şu vizeler geçsin yine enerjimi toplayıp döneceğim sizlere =)
Bu arada annecim son zamanlarda yine döktürdü, sizlerle paylaşmadan geçmiyim dedim.. Buyrun bakalım..
(pastel boya)
(yağlı boya)
(pastel boya)
*P.S.: Dediğim gibi bu resimlere sahip olmak isterseniz eğer ulaşacağınız yeri biliyorsunuz. Sevgiler :)
30 Mart 2011 Çarşamba
tik tak tik tak tik….
Zamanın ışık hızıyla aktığı bir dönemdeyim…
Üniversitenin son yılı, hatta son dönemi, yaklaşık 3 ay sonra mezun biri olucam ben artık. 15 yıllık öğrencilik hayatımın son aylarını yaşıyorum.. İçimde hem heyecan hem hüzün hem de hayattan neler bekliyorum telaşı..Haftanın 2 gününü okulda 3 gününü iş yerinde geçiriyorum.. Onca telaş arasında anlamadım ama 6 ayı bitirmişim..
Bir sürü şey var kafamda tabi, okulda son yılım, bir yandan çalışıyorum ee artık düzen İstanbul’da kurulacak belli, ev bulayım kirası uygun olsun işe yakın olsun .. olsun da olsun !! Derdim hiç bitmez oldu.. Bir yerden sonra psikolojimin bozulmaya başladığını farkettiğim isyan dönemlerim oldu ki yine öyle dönemlerimden birindeyim bu aralar..
Ne zaman internet üzerinden evlere baksam aynı psikolojik buhrana giriyorum.. Yok yahu yok ,içime sinen hem işe yakın hemde kirası uygun bir yer bulamıyorum ki.. Kiralar el yakıyor zaten, bende üç kuruşluk gelirimle cesaret edemiyorum tabi birden eve çıkmaya falan, ama artık sabredicek gücümde kalmadı, kaldım iki arada bir derede…Bu süre boyunca yanımda sevdiğim insanlar olmasa, desteklerini hissetmesem herhalde kafayı yerdim..
Okul hiç bitmeseydi..
Biz Çalışmak zorunda olmasaydık..
Ailemiz hep yanımızda olsaydı…
Hatta hep çocuk kalsaydık, hiç büyümeseydik…Keşke !
6 Mart 2011 Pazar
anlatılmaz yaşanır !
Evim olsun artık..
Benim evim olsun, annem yanıma gelsin, göreyim onu özlemiyim artık !
Ben büyümek istemiyorum !!
5 Mart 2011 Cumartesi
blogumadokunma !
28 Şubat 2011 Pazartesi
The Oscar goes to…
Evet efenim 83. Oscar ödülleri de sahiplerini buldular. Dün gece saat 1:00’de Kırmızı Halı seremonisiyle başlayan ve sabahın ilk ışıklarına kadar süren tören her zaman ki gibi görkemli bir organizasyon oldu.
“On the Red Carpet” notlarından başlayalım ödüllere geçmeden önce.. Adaylıkları olan ablalarımız yine her zamanki gibi şık ve alımlılardı gerçekten.
Bu sene diğer senelere kıyasla dekolte ve abartıdan uzak, genele bakıldığında ise gerçekten şık elbiseler seçilmişti kırmızı halı için.. Natalie Portman, Nicole Kidman, Jennifer Lawrance, Sandra Block ve diğerleri.. Herkes kendi çapında çok ama çok şıklar.. Ama yine de en iyi kadın oyuncu adayları hem adaylıkları hem de güzelliklerini göstererek düşman çatlatmışlar sanki :) Nicole ve Natalie ablalarımızın yeri yine de ayrı valla.. Ayıptır söylemesi her daim taşlar yani :)
Oscar’ın güzelleriyle gözümüz gönlümüz açıldı tabi erkeklerin de pabucu dama atıldı böyle olunca :)
Neyse işin kırmızı halı boyutunu böylece özetlemiş olduk, törene geldi sıra..
Anne Hathaway ve James Franco’nun sunuculuğı ile renklenen gece de yine bir çok esprili an mevcuttu, tabi en çok dikkat çeken tören başlangıcında ki tüm filmlerden ufak sahnelerle Anne ve James’in de oynadığı keyifli bir tanıtım filmiydi.. Keyifle izlemek isteyene :)
Genel olarak tahminlerimin yoğunlukla tuttuğu ve sürpriz sonuçların olmadığı bir Oscar senesi oldu bu sene.. İşte 83. Oscar Töreninde heykelciği evine götürmeye hak kazananlar..
..and The Oscar goes to……
En İyi Film: The King's Speech
En İyi Yönetmen: Tom Hooper (The King's Speech)
En İyi Erkek Oyuncu: Colin Firth (The King's Speech)
En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman (Black Swan)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Christian Bale (The Fighter)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Melissa Leo (The Fighter)
En İyi Uyarlama Senaryo: Aaron Sorkin (The Social Network)
En İyi Orijinal Senaryo: David Seidler (The King's Speech)
En İyi Yabancı Film: In a Better World (Danimarka)
En İyi Görüntü Yönetimi: Inception - Wally Pfister
En İyi Sanat Yönetmeni: Alice in Wonderland - Robert Stromberg, Karen O'Hara
En İyi Animasyon: Toy Story 3
En İyi Belgesel: Inside Job
En İyi Animasyon (Kısa Metraj): The Lost Thing
En İyi Belgesel (Kısa): Strangers No More
En İyi Kısa Film: God of Love
En İyi Müzik: The Social Network, Trent Reznor ve Atticus Ross
En İyi Şarkı: Randy Newman, If I Rise - 127 Hours
En İyi Görsel Efekt: Inception, Paul Franklin, Chris Corbould, Andrew Lockley ve Peter Bebb
En İyi Kurgu The Social Network - Angus Wall ve Kirk Baxter
En İyi Ses Miksajı: Inception, Lora Hirschberg, Gary A. Rizzo ve Ed Novick
En İyi Ses Montajı: Inception, Richard King
En İyi Makyaj: The Wolfman, Rick Baker ve Dave Elsey
En İyi Kostüm: Alice in Wonderland, Colleen Atwood
23 Şubat 2011 Çarşamba
Anneye Özlemdir bu..
Kadişcime de resimlerini benimle paylaştığı ve blogumu şenlendirdiği için de özel teşekkür. Canım annem benim.. :))
Annecandır bunu unutmayın.. :)
21 Şubat 2011 Pazartesi
King’s Speech..
Film oldukça başarılıydı, ama oyunculuklar onun daha da ötesindeydi.. Colin Firth, Altın Küreyi sonuna kadar haketmesinin yanında Oscar’ı kaldırmasına da hiç bir engeli yok diyebilirim.. Aynı şey Helena Bonhem Carter için de geçerli tabi ki.. Genel olarak Tim Burton filmleriyle özdeşleştirdiğimiz Carter bu filmle de farklı bir oyunculuk sergilemiş ve bunda da oldukça başarılı olmuş..
Velhasıl kelam gidin görün bir an önce derim, hem de Oscar öncesi bir fikir olsun, boş boş izlemeyin :)
13 Şubat 2011 Pazar
Pazar Sürprizi..
Bugün öyle güzel bir Şubat havasına uyandım ki, yazmadan edemedim. Kış mevsiminin sonlarına doğru, bizlere baharı yaşatan böyle havaları çok seviyorum. Hafta içi yoğun iş temposundan sonra, haftasonunda kendini deşarj edeceğin bir ortamın olmalı ki bir sonraki haftaya bomba gibi hazırlan. Dün de çok sevdiiğim dostlarımla geçmiş dogum günümün şerefine toplanmış olduk ki sagolsunlar beni her zaman ki gibi mutlu ettiler yanımda olarak :)
Doğum günün geçtikten sonra kutlanması, sonra hediyeler gelmesi çok güzel bişey :)
Benimde bu sene ki doğum günü hasılatım böyle .. :))
(Resimler annem için , hediyelerimi görebilsin diye :) )
Bu arada http://shop.mango.com/home.faces?state=she_052_TR adresini ziyaret edin.. Bu sezonun beli yüksek, kemerli etekleri ve kalp desenli etek ve kazakları çok güzel gerçekten..Mutlaka bir göz atın derim..Ben bir süreliğine kendime ve kredi kartıma Mango'ya girmeyi yasakladım :) Benim yerime de gezin , alın :))
Uzun bir aradan sonra anne resimleri tekrar sizlerle..
Vol 11
(pastel boya)
(sulu boya)
(sulu boya)
(pastel boya)
(pastel boya)
Sevgiyle kalın..
11 Şubat 2011 Cuma
'Aşk Tesadüfleri Sever'
Neyse o gün Emre Talay'ı Dubai'ye uğurladım, bıraktı gitti beni doğum günümde :P İşin şakası bir yana yurt dışına çıkması demek bizim telefonla bile konuşamıyor olmamız demek neredeyse o yüzden biraz mutsuz oldum doğum günümde.. Ama bu mutsuzluk akşam değişti tabi ki canım dostlarım vardı yanımda çünkü hep oldukları gibi. Melicimle, Meltüşüm ( ve tabi ki büyük ailemizin yeni beyfendisi Cüneyt de bizimleydi :) ) Bal böceklerim doğum günümün son saatlerinde yanımda olarak bana en güzel hediyeyi verdiler..
Ama tabi ki asıl hediyem bu değildi, çünkü günün saatlerinde bana Mehmet Günsür izleterek ödüllendirdiler..:))
Tabii ki de tahmin ettiğiniz üzere "Aşk Tesadüfleri Sever" filminden bahsediyorum.. Büyük beklentilerle gittik filme bunu belirtmeliyim. Daha gitmeden önce bir çok arkadaşım , ikinci yarı için mendilleri hazırla falan diye öğütte bile bulundular bana.. Neyse filmde belki de bir çok insan kendinden bir şeyler bulabiliyor. Benim etkilendiğim bir çok sahne oldu ama buna en büyük etken "iyi oyunculuğun dışında" o sahnelere mükemmel derecede oturmuş müziklerdi.. Ben buna çok inanıyorum, bir filmdeki müzikler başarılıysa ve filmden bir şeyler varsa o şarkının dizelerinde seni alıp götürüyor..Bana da aynen öyle oldu işte.. Filmin sonu her ne kadar ütopik gelse de.. yine de beni ağlatmaya ve filmin başında hazırladığım mendili kullanmama engel olmadı..Ve filmin geneline bakarsak Bülent Ortaçgil'in sözlerinin Mehmet Günsür ağzından dökülmüş haliyle film bitiminde kendi kendime "Olamaz mı? Olabilir. " dedim.
Çünkü imkansız bir şey değil böyle tesadüflerin oluşması, hayatımızda kaç kez yaşıyoruz kim bilir. Hatta kimi zaman bu kadarı da olamaz dediğimiz şeyler bile olabiliyor, şaşırmıyoruz. İşte o yüzden ben bu filmi çok beğendim. Hayatımızda gözden kaçırdığımız bir çok şeyi görmemizi daha farklı bakış açılarıyla bakmamızı sağlıyor belkide.Bir de bu filmde en sevdiğim şey küçük çocukların aşkı.. Küçük kızın heyecanla balkonda kırmızı bisikletli çocuğu beklemesi.. Kırmızı bisikletli çocuğun kızı görmek için balkonuna bakması.. Küçük kızın filmlere özenip bisikletin önüne atlayarak, çocuğa "film çevirelim demesi" o yaştaki bir çocuğun hayal gücü gerçekten de.. aslında dönüm noktası o çarpışma çünkü küçük Özgür'ün hastalağı ilk o anda ortaya çıkıyor.. Yine o masum aşk içindeki küçük bir tesadüf..
Oyunculukları tartışmıyorum bile..Çünkü kadro gerçekten güçlü bir kadro.. Daha önce beraber çalışmış bir ekip de var bunların içinde ki eminim bunun yararı da büyüktür..Yine de sakın kayırılıyor diye düşünülmesin ama Mehmet Günsür gerçekten bir başka:) hem oyunculuğu, hem her halinin ona yakışması ve daha bir çok şey..
Bir de söylemeden geçemicem , ben Cansel Elçin'i gerçekten çok severim, bu filmdeki karakterinin de ona çok yakıştığını söylemeden geçemicem.. O nasıl güzel bir Fransızca konuşmadır, o nasıl güzel bir aksandır..Filmde çok kısa bir sahnesi olmasına rağmen başroller arasında gerçekten de çok şık durmuştu diyebilirim..İleride daha uzun süreli görmek isterim kendisini filmlerde..
Bunlarda film albümündeki parçalar, dinlemek isteyenlere;
-Teoman - Değirmenler
-Şebnem Ferah - Hoşçakal
-Tanju Okan - Aşkı Bulacaksın
-Redd - Nefes Bile Almadan,
-Ozan Ünlü - Ankara Rüzgarı,
-Demir Demirkan - Zaferlerim
-Mert Çetinkaya - Kafes
Filmi hatırlayınca yine bir iç çekiyorum "Ahhh Ahhh!!" diye.. Allah Mehmet Günsür'ü sahibine bağışlasın diyor bir iç daha çekiyorum :) Sonra da "Olamaz mı, Olabilir."diyerek yazımı noktalıyorum :)
Sevgiyle kalın..
Dinlenesidir Mehmet Günsür izlenesi olmasının yanında :)