Pages

11 Şubat 2011 Cuma

'Aşk Tesadüfleri Sever'

Pazartesi günü benim dogum günümdü, 21 yaşına bastım aypıtır söylemesi.. Doğum günü dediysem hiç zannetmeyin öyle eskileri gibi kutlanıyor doğum günleri.. İnanmazsınız bir pasta bile kesmedim o gün.. Yaşlanıyorum galiba..:)

Neyse o gün Emre Talay'ı Dubai'ye uğurladım, bıraktı gitti beni doğum günümde :P İşin şakası bir yana yurt dışına çıkması demek bizim telefonla bile konuşamıyor olmamız demek neredeyse o yüzden biraz mutsuz oldum doğum günümde.. Ama bu mutsuzluk akşam değişti tabi ki canım dostlarım vardı yanımda çünkü hep oldukları gibi. Melicimle, Meltüşüm ( ve tabi ki büyük ailemizin yeni beyfendisi Cüneyt de bizimleydi :) ) Bal böceklerim doğum günümün son saatlerinde yanımda olarak bana en güzel hediyeyi verdiler..

Ama tabi ki asıl hediyem bu değildi, çünkü günün saatlerinde bana Mehmet Günsür izleterek ödüllendirdiler..:))

Tabii ki de tahmin ettiğiniz üzere "Aşk Tesadüfleri Sever" filminden bahsediyorum.. Büyük beklentilerle gittik filme bunu belirtmeliyim. Daha gitmeden önce bir çok arkadaşım , ikinci yarı için mendilleri hazırla falan diye öğütte bile bulundular bana.. Neyse filmde belki de bir çok insan kendinden bir şeyler bulabiliyor. Benim etkilendiğim bir çok sahne oldu ama buna en büyük etken "iyi oyunculuğun dışında" o sahnelere mükemmel derecede oturmuş müziklerdi.. Ben buna çok inanıyorum, bir filmdeki müzikler başarılıysa ve filmden bir şeyler varsa o şarkının dizelerinde seni alıp götürüyor..Bana da aynen öyle oldu işte.. Filmin sonu her ne kadar ütopik gelse de.. yine de beni ağlatmaya ve filmin başında hazırladığım mendili kullanmama engel olmadı..Ve filmin geneline bakarsak Bülent Ortaçgil'in sözlerinin Mehmet Günsür ağzından dökülmüş haliyle film bitiminde kendi kendime "Olamaz mı? Olabilir. " dedim.

Çünkü imkansız bir şey değil böyle tesadüflerin oluşması, hayatımızda kaç kez yaşıyoruz kim bilir. Hatta kimi zaman bu kadarı da olamaz dediğimiz şeyler bile olabiliyor, şaşırmıyoruz. İşte o yüzden ben bu filmi çok beğendim. Hayatımızda gözden kaçırdığımız bir çok şeyi görmemizi daha farklı bakış açılarıyla bakmamızı sağlıyor belkide.

Bir de bu filmde en sevdiğim şey küçük çocukların aşkı.. Küçük kızın heyecanla balkonda kırmızı bisikletli çocuğu beklemesi.. Kırmızı bisikletli çocuğun kızı görmek için balkonuna bakması.. Küçük kızın filmlere özenip bisikletin önüne atlayarak, çocuğa "film çevirelim demesi" o yaştaki bir çocuğun hayal gücü gerçekten de.. aslında dönüm noktası o çarpışma çünkü küçük Özgür'ün hastalağı ilk o anda ortaya çıkıyor.. Yine o masum aşk içindeki küçük bir tesadüf..

Oyunculukları tartışmıyorum bile..Çünkü kadro gerçekten güçlü bir kadro.. Daha önce beraber çalışmış bir ekip de var bunların içinde ki eminim bunun yararı da büyüktür..Yine de sakın kayırılıyor diye düşünülmesin ama Mehmet Günsür gerçekten bir başka:) hem oyunculuğu, hem her halinin ona yakışması ve daha bir çok şey..

Bir de söylemeden geçemicem , ben Cansel Elçin'i gerçekten çok severim, bu filmdeki karakterinin de ona çok yakıştığını söylemeden geçemicem.. O nasıl güzel bir Fransızca konuşmadır, o nasıl güzel bir aksandır..Filmde çok kısa bir sahnesi olmasına rağmen başroller arasında gerçekten de çok şık durmuştu diyebilirim..İleride daha uzun süreli görmek isterim kendisini filmlerde..

Bunlarda film albümündeki parçalar, dinlemek isteyenlere;

-Müslüm Gürses - Aşk Tesadüfleri Sever,
-Teoman - Değirmenler
-Şebnem Ferah - Hoşçakal
-Tanju Okan - Aşkı Bulacaksın
-Redd - Nefes Bile Almadan,
-Ozan Ünlü - Ankara Rüzgarı,
-Demir Demirkan - Zaferlerim
-Mert Çetinkaya - Kafes

Filmi hatırlayınca yine bir iç çekiyorum "Ahhh Ahhh!!" diye.. Allah Mehmet Günsür'ü sahibine bağışlasın diyor bir iç daha çekiyorum :) Sonra da "Olamaz mı, Olabilir."diyerek yazımı noktalıyorum :)

Sevgiyle kalın..

Dinlenesidir Mehmet Günsür izlenesi olmasının yanında :)

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...